OPC bitkilerin bağışıklık sistemidir.
OPC‘ yi Fransız farmakolog Prof. Jack Masquelier, 1948 yılında Bordeaux Üniversitesindeyken doktora çalışmasında yer fıstığının kırmızı kabuğunda bulunan Oligomer Proantosiyanidini keşfetmiştir.
Damarları koruyan OPC‘ nin keşfi işte böyle gerçekleşmişti.
OPC Vitamini nedir?
Mikro biyoloğun OPC - yani P Vitamini ile (Oligomer Proantosiyanidin) başarı hikayesi başlamış ve ilk kullanıcısını da bulmuştu. Üniversite profesörünün eşi hamileydi ve bacaklarındaki ödemden şikayetçiydi. Ödeme, lenfatik damarların ve kan damarlarının geçirgenliği neden olmaktadır. Bu durum özellikle bacaklarda kendini gösterir. Profesörün karısı OPC‘yi aldıktan yalnızca 48 saat içinde ödemi atınca, bu durum OPC bazlı ilk damar koruyucu ilacın araştırılmasını başlatmış ve ilaç 1950 yılında Fransa’da Resivit adı altında piyasaya sunulmuştur.
OPC hangi besinlerde bulunur?
OPC, üzüm çekirdeğinin yanı sıra başka besin kaynaklarında da bulunur. Öncelikle sebze ve meyve kabukları, çekirdekler ve yapraklar bu bitki maddesini sağlar.
Çam kabuğu, Ginko Biloba, siyah üzüm çekirdeği ve yeşil çay ve ayrıca muz, elma, yaban mersini ve çilek gibi bitki ve gıdalar da yüksek oranda OPC ihtiva eder.
OPC ülkemizde örneğin üzüm çekirdeği ekstraktı olarak kapsül şeklinde satılmaktadır, ancak bu besin maddesini doğal ve işlenmemiş haliyle tüketmek isteyenler, öğütülmüş siyah üzüm çekirdeği de tüketebilirler. Öğütülmüş siyah üzüm çekirdeği ağzı sıkıca kapatılan bir cam kavanozda muhafaza edilmelidir.
Oligomer proantosiyaninler doğal haliyle bitkilerde bulunur ve flavanoller grubuna aittirler. Bunlara fitokimyasallar da denir. Flavanoller ise polifenollere tabidir.
Fitokimyasallar insanın beslenmesi için çok büyük önem arz eder. Yapısına göre farklı gruplara ayrıştırılır.
Buna flavanoller (Polifenoller alt grubu), glukosinat, sülfitler, fitoöstrojenler, monoterpenler, saponinler, proteaz inhibitörleri, fitosteroller, lektinler ve karotenoidler de dahildir.
Üzüm çekirdeği ekstresi de fitokimyasallar grubuna girer.
Fitokimyasallar, etkilerinden dolayı insan sağlığı için çok büyük önem arz eder. Bilimsel araştırmalar, fitokimyasalların kan şekerine olumlu etkileri olduğunu kanıtlamıştır. Fitokimyasallar ayrıca kolestrol seviyesini düşürmekte, enflamasyondan korumakta, tansiyonu dengelemeye yardımcı olmakta ve bağışıklık sistemini güçlendirmektedir
OPC bir vitamin midir?
OPC, P vitamini olarak da adlandırılır. Serbest radikalleri hapsedebilme özelliği ile A vitamini, C vitamini ve E vitamini gibi diğer önemli vitaminlerin etkisini katbekat güçlendirme özelliğine sahiptir. Üzüm çekirdeği ayrıca Selenyum minerali ve Q10 gibi hücrelerin enerji iletiminde önemli rol oynayan molekülü içerir.
Üzüm çekirdeği ekstresinin sağlığa ve hastalıklara olan etkisi
Üzüm çekirdeği ekstresi insan sağlığı için büyük önem taşımaktadır. Bu bitkisel maddenin yenileyici etkisi, insan sağlığına önemli katkı sağlamaktadır ve aynı zamanda antioksidanlar açısından oldukça zengindir, bu nedenle birçok hastalıktan ve enflamasyondan korur ve sağlıklı yaşamı destekler.
Oligomer Proantosiyaninler, kanı daha akışkan hale getirerek, kanın kılcal damarlardan dahi geçmesini sağlar ve böylece her bir organ beslenerek daha sağlıklı duruma gelir. Böylece kanın ulaşabildiği ve beslediği her organ işlevini tam olarak yerine getirebilir.
OPC, doğada bitkilerin bir bileşeni olarak bulunur. Bitkiler kendilerini bu maddeyle kimyasallar saldırılara, hastalıklara, oksidasyona ve aşırı güneş ışınları gibi dış etkenlere karşı koruma altına alır.
OPC aslında bitkilerin bağışıklık sistemidir.
Aynı özellikleri insan bedeninde de gösterir. Bu maddeyi ilk keşfeden kişi Fransız profesör Jack Masqulier‘dir. 1949 yılında özel bir yöntemle OPC‘yi bitkilerden izole etmeyi başarmıştır.
İlk keşfettiği özelliği, en güçlü damar koruyucu özelliğine sahip maddelerden biri olduğuydu. Masqulier ayrıca damar koruyucu özelliğine ek olarak OPC‘nin en güçlü bitkisel antioksidanlardan biri olduğunu da keşfetti.
Bu madde C vitamininden 20 kat ve E vitamininden yaklaşık 50 kat daha güçlü antioksidan etkiye sahiptir.
Siyah üzümün kabuğunda ve çekirdeklerinde yüksek miktarlarda Oligomer Proantosiyanidin bulunur. Bu nedenle kırmızı şarapta beyaz şaraba oranla 10-20 kat daha fazla OPC konsantrasyonu vardır.
Bilimsel analizler, üzüm çekirdeklerindeki toplam proantosiyadin içeriği baz alınarak yürütülmüştür. Buna göre üzüm çekirdekleri %75 ila %81 arası OPC ihtiva etmektedir.
Üzüm çekirdeğini saran kabuğun ise %94 ila %98 arası OPC içerdiği tespit edilmiştir (analizde şarap yapımında kullanılan farklı üzüm çeşitleri test edilmiştir).
Bu analizlerin temelinde ve farklı üzüm çekirdeklerinin OPC içeriklerinde fazla fark olmaması göz önünde bulundurulursa, toplam 121mg/g polifenollerin en az %75‘ nin OPC içerdiği söylenebilir.
Peki OPC oranı en kolay nasıl ölçülebilir?
Üzüm çekirdeklerindeki OPC ihtivası farklı olabildiği için ortalama bir değer hesaplanabilir. Araştırmalara göre 1000 mg üzüm çekirdeği toplam 631 mg farklı antioksidan içerir. Bunun 128 mg’ı OPC’dir (Bozen Universitesi araştırması).
1 dolu tatlı kaşığı öğütülmüş üzüm çekirdeği (4 gram) yaklaşık 480 mg Polifenol içermektedir ve bunun 360 mg‘ı saf OPC’ye tekabul eder (kaynak: M.A.Eth. Christian Recke).
ORAC değeri nedir?
ORAC değeri, bir besinin antioksidatif etkisininin değerini tanımlamak için kullanılır (Oxygen Radikal Absorption Capacity). Öğütülmüş üzüm çekirdeği en yüksek ORAC değerine sahip besinlerin arasında yer alır (100.000 µmol TE/100g).
İnsanın günlük alım dozu nasıl hesaplanır?
Her bir kilogram vücüt ağılığı için 2 mg OPC tavsiye edilmektedir.
Buna göre hesaplama şöyle yapılır:
Örneğin bir insan 80 Kg ise, 80 kg x 2 g = 160 mg OPC ihtiyacına tekabül eder ve hastalık önleyici tedbir olarak günlük alması gereken miktar 160 mg OPC‘ dir (yakl. 1/2 tatlı kaşığı öğütülmüş üzüm çekirdeği).
Eğer bir hastalık bulunuyorsa, bu insanın alması gereken miktar iki katıdır, yani 320 mg OPC‘ dir (hafif dolu 1 tatlı kaşığı).
Kırmızı şarap mı? Üzüm çekirdeği mi?
Eski Roma’da Romalı lejyonerler hastalıklardan korunmak ve bedenlerini iyi durumda tutabilmek için her akşam bir litre kırmızı şarap içiyorlardı. Çünkü vücutlarının savaş alanlarında gün boyu dirençli kalması gerekiyordu. Kırmızı şaraptaki Oligomer Proantosiyaninler onlara maksimum güç vermekteydi.
Bir kadeh kırmızı şarap 0,4 ila 2 mg OPC içermektedir. 41 farklı ülkede gerçekleştirilen on yıllık araştırma sonuçlarına göre, Fransa’ya karşın ABD, İngiltere ve Kanada‘da yaşayan erkeklerde 3 kat ve kadınlarda 12 kat daha fazla kalp krizi riski bulunduğu tespit edilmiştir.
Şimdi batılı tıp doktorlarının tavsiyesine bir göz atalım. Batılı doktorlar insanların 1 veya 2 kadeh kırmızı şarap tükettikleri takdirde kalp krizi riskini %30 ila %40 arası azaltacaklarını ve bunun genel sağlığa olumlu yansıyacağını söylüyorlar. Bilindiği üzere 2 kadehden fazla tüketilen şarabın içindeki alkol miktarı organlara zarar vermeye başladığı biliniyor, ancak yeni bulgulara göre her türlü alkolün az miktarda tüketilse bile karaciğere çok hasar verdiği kanıtlanmış durumdadır.
Bu nedenle bir insanın örneğin 140 mg OPC içeren öğütülmüş üzüm çekirdeği aldığı varsayılırsa, şöyle bir tablo ortaya çıkar:
140 mg / 0,4 mg = 560 kadeh kırmızı şarap !
140 mg / 2 mg = 70 kadeh kırmızı şarap !
Oysa insanın sağlığına hiçbir zarar vermeden ihtiyacı olan Oligomer proantosiyanidin miktarını sağlayan öğütülmüş üzüm çekirdeği tüketmek daha akıllıca olmaz mı ? Sonuç apaçık ortada !
Bu tabloyu gördükten sonra her mantık sahibi insan elbette alkol ihtiva etmeyen ve vücuda hiçbir şekilde zarar vermeyen bu doğal yöntemi tercih edecektir.
Batılı doktorların tavsiyelerine göre 2 kadeh şarap sağlıklıysa, günde alınacak 160 mg OPC‘nin insanın genel sağlığına sağlayacağı katkıyı bir hayal edin !